DünyaKoro Günü Konseri Beşiktaş Çocuk Korosu ile kapandı. Beşiktaş Çocuk Korosu, 15 Aralık 2018 tarihinde Özel Sezin Okulunda gerçekleştirilen Dünya Koro Günü Konserinin kapanışında, sözleri Nazım Hikmet’e, bestesi Fazıl Say’a ait olan “Kız Çocuğu” adlı eseri ilk defa koreografili olarak seslendirdi ve
13 Orta namaz sabah namazidir. 14. Adetli olan kadinlar namaz kilip oruç tutabilirler. 15. Kadinin sesinin haramligi konusunda Kur'an ve sünnette delil yoktur. 16. Insanlara sadece Kur'an ve mütevatir hadisler nakledilmelidir. - Sünnete misna tabirini kullanmaktan çekinmiyor. - Görüslerinde, genelde Ebu Reyye’yi taklit ediyor.
Kazâ ise, Cenab-ı Hakk’ın ezelde irade etmiş olduğu ve takdir buyurduğu şeylerin, zamanı gelince her birisini ezelî ilim, irade ve takdirine uygun bir biçimde meydana getirmesi ve yaratmasıdır. Bu takdirde kaza, Allah’ın tekvin sıfatını ilgilendiren bir konu olmaktadır. Bu tanım, İmam Mâtüridî ve taraftarlarına göredir.
Derlediklerimiz. Henüz girmiş 13, 14 yaşına! – Umur TALU. Nisan 21, 2022. 12 yaşın altındaki çocuğa istismar cezaları arttırılıp “rıza” sınırını da “ceza” sınırını da 15’den 12’ye indirmek. Böylece “çocuğa istismar cezası” yükseltilmiş oluyor. Ama “çocuk” 12 yaşın altına çekiliyordu. 12
SaçımınAkına Bakma. Saçımın akına bakma sultanım. On sekiz yaşına girmiş gibiyim. Belki senden üç beş yaşlıyım amma. Zincire vurulmuş aslan gibiyim. Sen küçüksün sevda nedir bilmezsin. Şımartmışlar seni cano hatır kırarsın gönül kırarsın. Seni sevdim desem yar yar belki kızarsın. Ondandır karşında dilsiz
cash. Türkücü Canel’den Çocuk gelinler’ konusuna ilginç çözüm önerisi. Önceki gün Akmerkez'de alışveriş yaptığı sırasında gazetecilerle karşılaşan Türkücü Canel, “Çocuk Gelin” olayının Türkiye'de en büyük sorunlarından birli olduğunu belirtip Çocuk gelinler' konusunda öncelikle yapılması gereken bu anlamdaki söylemlere, şarkılara, türkülere son vermek ve bunun meşru bir olaymış gibi algılanmasını engellemektir' diyerek Kültür Bakanlığına dilekçe verip bu türküleri ve bazı şarkıların kaldırılmasını istediğini yıllar Avrupa'da yaşayan türkücü,”Türkülerde yer alan sözlerin bu travmatik duruma zemin hazırlıyor. Televizyonlarda sigara, alkol gibi zararlı maddeler buzlanarak yayınlanırken, 13-15 yaşındaki çocukların, olgun kadınlarmış gibi gösterilmesi gerçekten çok acı.. RTÜK öncelikle bu şarkıları türküleri yasaklamalı ki, bizlerin de söyleyecek sözleri olmalı.. Bu anlamda türkü sözlerinde bir ayıklama yapılmalı ve 13 yaşındaki çocuğun evlilik yapılacak yaşta biri gibi lanse edilmesinin önüne geçilmelidir. Çağdaş toplumlarda Bir yar seviyorum yeni girmiş 13 yaşına' derseniz size sapık gözüyle bakarlar. Kültürümüze sahip çıkmak elbette güzel, fakat kültürel değer derken günümüz değerleriyle uyuşmayan olgular konusunda da ısrarcı olmak doğru değil. Gerek Kültür Bakanlığı gerekse TRT repertuarı bünyesinde bu tarz saçma sözlerin ayıklanıp temizlenmesi için girişim başlatacağız. Yetkililerin de bu konuda duyarlı davranacaklarına inanıyoruz. Yaşını başını almış koca koca adamlar çıkıp ekranda bir yar sevdim 13 yaşında diyor, sonra da neden çocuk gelin sorunu toplumsal bir yara diye soruyoruz. Bu konudaki anlayışın önce bu söylemlerden kurtulmakla değişeceğine inanıyorum..” örnek olarak verdiği birkaç türkünün sözleri ise şöyleANONİM BİR TÜRKÜDENHenüz 14 yaşında gür memeler çağında/ Al olmuş yanakları doyum olmaz tadına..BAĞA GİRDİM BAĞ BUDANMIŞ AnonimO tepeden bu tepeye, oyun olur mu/ On beş yaşında da Nazife de hanıma/ Doyum olur muKAR MI YAĞMIŞ ŞU HARPUTUN BAŞINA AnonimKar mı yağmış şu Harput'un başına/ Kurban olam toprağına taşına/ Henüz girmiş onüç ondört yaşına/ Küçük yaşta bir yar sevdim oy neniYEMENİ BAĞLAMIŞ TELLİ BAŞINAYemeni bağlamış telli başına/ Zülüfleri düşmüş hilal kaşına/ Henüz girmiş onüç ondört yaşına/ Edalı işveli köylü güzeliBİR GÜZEL Kİ ON YAŞINA GİRİNCE Celal Güzelses'ten alınma DiyarbakırBir güzel ki on yaşına girince/ Gonca güldür de henüz açılır/ On birinde gonca diye koklarlar/ On ikide elma deyip saklarlar/ On üçünde cevr-ü cefa çekerler/ On dördünde hamre şekere benzerSOZCU / Tarkan ABDULLAHOĞLU
Mem ARARAT Romen Kızı sözleri, Bir romеn kızı göründü tuna boyundaBir romеn kızı göründü tuna boyundaElindе bir dеstе gül var vе dе koynundaElindе bir dеstе gül var vе dе koynundaRomеn kızı güllеr takmış ipеk saçınaRomеn kızı güllеr takmış ipеk saçınaHеnüz girmiş romеn kızı 15 yaşınaHеnüz girmiş romеn kızı 15 yaşınaSöylе, söylе romеn kızı anan var mıdırSöylе, söylе romеn kızı anan var mıdırNе anam var, nе dе babam, bеn bir öksüzümNе anam var, nе dе babam, bеn bir öksüzümSеn bir öksüz, bеn bir garip, alayım sеniSеn bir öksüz, bеn bir garip, alayım sеniAlayım da, gurbеt еldе sarayım sеniAlayım da, gurbеt еldе sarayım sеniAlayım da, gurbеt еldе sarayım sеniAlayım da, gurbеt еldе sarayım sеniAlayım da, gurbеt еldе sarayım sеniAlayım da, gurbеt еldе sarayım sеni Mem ARARAT - Romen Kızı Şarkı Sözleri Mem ARARAT Romen Kızı sözleri, Bir romеn kızı göründü tuna boyundaBir romеn kızı göründü tuna boyundaElindе bir dеstе gül var vе dе koynundaElindе bir... bu şarkı gibi binlеrcе kürtçе şarkı vе müziklеri sitеmizdеn dinlеyip sözlеrinе ulaşabilir vе sеvdiklеrinizlе paylaşabilirsiniz. Hatalı şarkıları yorum bölümünden bildirin. Kategori Mem Ararat
Başlık Pis Nefes Yazar Tuba Aksu Kulağının arkasına iliştirdiği kırmızı gül ile rujunun rengi aynıydı. Attığı kahkahalar ağıt gibiydi. Beline kadar inen saçlarını her kahkahada oradan oraya savuruyordu. Karşısında oturan göbekli para babasını içirebilmek için kendi de sayısız kadehi devirmişti ama sarhoş olmuyordu. “Saçlarının, gözlerinin karasına hastayım,” demişti Kenan . O tarihlerde 14 üne yeni girmişti. Arzu’yu gördükçe, “Henüz girmiş 13-14 yaşına edalı işveli….”diye bir türkü tutturup peşinden ayrılmazdı. Arzu, ona hep “Kenan abi,” demişti. Şimdi böyle türküler falan içi bir hoş oluyordu. Bir yandan da biri görecek de üvey babansa söyleyecek diye ödü kopuyordu. Daha 2 yaşındayken ölen babasını hiç hatırlamıyordu. Üvey baba sanki üvey baba tanımına uymak için elinden geleni yapıyordu. Bir gün annesini, bir gün Arzu’yu döverdi. Bu hiç aksamazdı. Ayyaş sarhoş nefesi pis kokan bir serseriydi. Annesi, “Napalım kızım o olmasaydı kötü yola düşerdim,” deyip dururdu. Kötü yol! Ne demekti ki.. Son iki yıldır dövmüyordu ama elleri yine de Arzu’ nun üstünden eksik olmuyordu. Arzu’ya çok anlamsız gelen dokunuşlarda bulunuyor sonra da sarı dişlerini göstererek arsızca sırıtıyordu. Arzu çok tiksiniyordu ondan. Göbekli para babası, “Hadi güzelim bir dans et de keyfimiz yerine gelsin,” deyince Arzu ayağa kalktı. Kırmızı dar elbisesinin tek askısı omzundan aşağı düşmüştü . Elindeki kadehi göbekliye doğru kaldırıp oynamaya başladı. Kalçasını salladıkça göbeklinin gözleri fıldır fıldır dönüyordu. Bundan ala kötü yol mu olurdu? Kötü yolun dibini bulmuştu. Üvey babası kapıda karşılayıp bir tokat aşk etmişti o gün. “Demek sen Kenan’la oynaşıyorsun ha seni kimseye yar etmem,” diye bağırarak üstüne atlayıp …. Boşuna çırpınmıştı. Pis kokan nefesini ciğerlerinde hissetmişti. Her şey bittikten sona çıkıp gitmiş, sanki zamanı ayarlamış gibi biraz sonra gelen annesi hiçbir şeyin farkına varmamıştı. Hoş varsa bile görmezden gelecek kadar acizdi zaten. “Niye ağlıyorsun?” bile demedi. Yemek yapmaya girişti. Bugün içkiyi fazla kaçırmıştı anlaşılan. Hiç başı dönmezdi ama şimdi dönüyordu. Dans ederken kapıdan giren yakışıklıya gözü takıldı, bulanık görmeye başlamıştı yüzünü seçemiyordu. Bütün gece ağladıktan sonra sabaha karşı evden çıktı. Kenan’la buluştukları kayanın dibine gitti. Sabah serinliği içini ürpertiyordu. Artık ağlayamıyor, sadece içini çekiyordu. Orada ne kadar durdu bilmiyordu ki; Kenan geldi. Arzu hiç konuşmuyordu, ağlamaktan şişen gözlerini hiç kırpmadan bakışların bir noktaya sabitleyip kalmıştı. Kenan bir pislik olduğunu anladı. “Noldu, kim sana ne yaptı?” dedi yumruklarını sıkarak ayağa kalktı ve kararlı adımlarla oradan uzaklaştı. Evet kapıdan giren Kenan’dı. Şakakları kırlaşmış alnında çizgiler oluşmuş avurtları çökmüştü. 15 yıldır mahpusluk kolay iş değildi. Üvey babanın öldürülmesi üzerine herkes bir şeyler konuşuyordu. Annesinden de yediği dayaktan sonra kapının önüne konulunca bir başına yollara düşmüştü. Kötü yollara!.. Kahpe felek ikisini yine karşılaştırmıştı. Kırgın özlem dolu gözleri birbirine kenetlenmiş öylece donmuşlarken, Kenan birden çıkardığı tabancasını ateşledi. Arzu durakladı kendi etrafında döndü, son kez siyah saçlarını savurdu, kırmızı elbisesi daha da bir kırmızı oldu. Yere düşerken ikinci kez patlayan silah sesi duyuldu… Sayfa 12
Kar Mı Yağmış Şu Harputun BaşınaKurban Olam Toprağına TaşınaYeni değmiş On Üç On Dört YaşınaKüçücük yaşta Bir yar Sevdim oy Nenni vay nenniO yarimin gözü kaşı sürmeliBir Of Çeksem Karşı Ki Dağlar Yıkılır,Bugün Posta Günü Canım SıkılırEllerin Mektubu Gelmiş Okunur,Benim Yüreğime Hançer Sokulur Bizimle iletişime geçmek, telif hakları, şikayet bildirimi, kaldırma isteği. Mp3 Eklemek, şarkı göndermek ve diğer tüm konularda iletişime geçmek için mp3kulisi maili üzerinden iletişime geçebilirsiniz. Sitemap
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki darbeci askerlere karşı direnmek için Saraçhane Parkı'na geldiğinden omuzundan vurulduğunda henüz 14 yaşında olan Adviye Gül İsmailoğlu şimdi doktor olmak istiyor. Annesi Sevim İsmailoğlu kızının vurulduğu noktada, “Bir anne olarak düşünemiyorsun o anda çünkü vatanınız olmazsa hiçbir şeyiniz olmaz" diyor. ABDEST ALIP HELALLEŞTİK Adviye Gül İsmailoğlu, 15 Temmuz hain darbe girişimin yaşandığı gece henüz 14 yaşındaydı. Annesi, babası ve ablasıyla birlikte evde abdestini aldı, helalleşti ve ailesiyle birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki İBB darbeci askerlere direnmek için binanın yanındaki Saraçhane Parkı'na geldi. Burada omuzundan vurulan İsmailoğlu, bir dizi ameliyattan sonra sağlığına kavuştu. Bu yıl üniversite sınavına giren Adviye doktor olmak istiyor. O gece yaşadıklarını ise vurulduğu noktada göğsünde madalyası, başında Türk bayraklı bonesiyle anlattı. HER ŞEYE HAZIRLIKLIYDIK Adviye Gül İsmailoğlu, “O gece haberi biraz geç öğrendik, aile büyüklerimizi ziyarete gittik. Haber alır almaz da dışarıya çıkmak istedik. O zaman ben darbenin ne olduğunu aslında çok iyi bilmiyordum, 14 yaşındaydım ama yine de şu anda ülkemizin darbe gibi kötü bir şeye, bizi geriletecek bir şeye ihtiyacı olmadığından en azından emindim. O yüzden bize ne olup bittiğine bakmak ve karşı koymak istedik. Annem de Sayın Cumhurbaşkanımızın bir açıklama yapmasını beklememiz gerektiğini söyledi yanlış bir şey yapmamamız için. Sonunda şükürler olsun o da çıkıp halkı meydanlara davet ettiği zaman biz de ailecek, annem, babam, ablam abdestlerimizi aldık, birbirimizle helalleştik ve bayraklarımızı da alıp dışarıya çıktık. Dışarıya çıkarken aslında biz hala kendi askerimizle karşı karşıya olacağımızı düşünüyorduk. Ama yine de her şeye hazırlıklıydık. Anneme de sormuştum, 'eğer orada bize bir şey olursa, ölürsek, şehit olur muyuz?' diye. O da 'biz oraya vatanımız için gidiyoruz, vatan sevgisi de imandandır. Eğer ölürsek şehit oluruz, kalırsak da gazi' dedi. Bu dua ile geldik aslında buraya" dedi. "G3 MERMİLERİNİ ÜZERİMİZE YAĞMUR GİBİ YAĞDIRMAYA BAŞLADILAR" İsmailoğlu, “Çıkarken niyetimiz buraya gelmek değil, valiliğe gitmekti. Ama herkes o gece kendi nasibini alacağı yere gitti. Buraya geldiğimizde asker kılığına girmiş hainlerin 15-20 tanesi yola barikat kurmuşlardı. Arkalarında da 2-3 tane askeri kamyonet vardı. Ellerinde G3 tüfekleriyle insanları vurmaya başlamışlardı ayaklarından. Biz de yaklaşık 100-200 kişiydik. Elimizde hiçbir silah yoktu. Bayraklarımızın sopaları bile yoktu onlara attığımız, küfür bile etmiyorduk. Sadece tekbir getiriyorduk, en fazla 'asker kışlaya' demişliğimiz var. Biz gitgide arttık, üstlerine yürümeye başlayınca onlarda bizim geri çekilmeyeceğimizi, korkmayacağımızı anladılar. G3 mermilerini üzerimize yağmur gibi yağdırmaya başladılar. Biz mecburen geri çekilmek, yere çökmek zorunda kaldık. Ama her fırsatta tekrar ayağa kalkıp üstlerine yürümeye devam ediyorduk. Normalde böyle bir şey olsa insan arkasına bakmadan kaçar gider. Ama rabbim bize o gece öyle bir cesaret vermişti ki, gerçekten içimizden korkuyu almıştı ki, o vatan sevgisiyle, imanımızın gücüyle, Allah'a güvenmemizle korkusuzca üstlerine gitmeye devam ediyorduk" diye konuştu. "G3 MERMİSİ SIRTIMDA DA 15 SANTİM GENİŞLİĞİNDE BİR DELİK AÇARAK ÇIKMIŞTI" İsmailoğlu, “Tam burada yere çöktük" diyerek vurulduğu noktayı gösterip sözlerini şöyle sürdürdü "Ağacın dibine bir yaralı kendini zor attı. Onun çığlıyla refleks olarak ayağa kalktım ve ona yardım etmek istedim. Tam o anda sırtımda bir acı hissettim. Aslında ilk başta onların kendi askerimiz olduğunu düşündüğüm için ihanete rağmen, plastik mermi gibi bir şey olabileceğini düşünüyordum. G3 gibi mermi hayal edemiyordum. Bilmiyordum tabi öyle bir şey olduğunu da. G3 mermisi sol kolumdan girmiş, kürek kemiğimi parçalayıp ciğerlerimin ikisine de hasar verip, sırtımda da 15 santim genişliğinde bir delik açarak çıkmıştı. O yüzden acıyı sırtımda hissettim. Sonrasında babam beni yakındaki hastaneye götürdü. Orada da her yer yaralı doluydu. Bütün bekleme koltuklarında, yerlerde, her yerde hastalar vardı, her yer kanlar içindeydi. Yanımızdan gaziler, şehitler geçiyordu" "KENDİMİ BİLDİM BİLELİ DOKTOR OLMAK İSTİYORUM" Adviye Gül İsmailoğlu, “Ben kendimi bildim bileli doktor olmak istiyorum. O yüzden üniversite planım da tıp okumak aslında. Tabi 2020 senesi hepimiz için zor bir sene oldu. Lise hayatı benim için zor oldu. Sınav sonuçları nasıl gelir bilmiyorum, sonuçları bekliyorum şimdi. Ama duam tıp okumak. Şu an kazamasam bile bu hedeften vazgeçmeden tekrar tekrar denemeye devam edeceğim inşallah" dedi. BİR ANNE OLARAK DÜŞÜNEMİYORSUN O ANDA ÇÜNKÜ VATANINIZ OLMAZSA HİÇBİR ŞEYİNİZ OLMAZ Adviye'nin annesi Sevim İsmailoğlu ise kızının vurulduğu anı şu sözlerle anlattı "Bir an önce evden çıkmak istiyordu. Tabiri caiz ise düz duvara tırmanacaktı bıraksan. O derece heyecanlıydı. Vurulduğunu gördüğüm anda da zaten sadece 'kızım bunun için miydi' dedim. Vurulacakmış demek ki, akacak kan damarda durmaz ya o yüzden 'kızım bunun için mi' diyebildim. Sonra hastaneye götürmeye çalıştık. Sonra hastaneye götürmeye çalıştık, hastanede zaten bırakmıyorlar, herkes bir halde. Onu hastaneye götürmek isterken aklım buradaydı. İkilemde kalıyorsun, vatanın mı, çocuğun mu? Öyle bir halde kaldık. Biz hastaneye bir şekilde gittik, ulaştık, çok zorla da olsa. Herkes birbirine çok yardımcı oldu o gece. Hastaneye gelen insanlara, akrabalara, 'sizin burada ne işiniz var' dedim. Herkes Adviye'yi görmeye gelmişti, 'vatan elden gidiyor, sizin burada ne işiniz var' dedim. Yani Adviye bir şekilde şehit olursa zaten kendini kurtaracak. Yaralıysa da hastanede zaten herkes, doktorlar gerekeni yapıyor, 'sizin gidip vatanı savunmaya devam edin' dedim. Bir anne olarak düşünemiyorsun o anda çünkü vatanınız olmazsa hiçbir şeyiniz olmaz." Anne İsmailoğlu, kızın vurulduğu Saraçhane Parkı'ndaki alanı göstererek, “Hiçbir şey değil, gereken önem gösterilmiyor ve burada içki içilmesi çok zoruma gidiyor" diye konuştu
henüz girmiş 13 14 yaşına sözleri